Doğumu başlıca etkilen faktörler; yol (doğum kanalı), yolcu (bebek), güçler (kasılmalar), annenin pozisyonu, psikolojik adaptasyonu. Kasılmalarının yavaşca başlayıp artması ile bebek başı en uygun pozisyonda doğum kanalına girmeye çalışır.
Bebeğin baş basısına bağlı olarak rahim ağzında açılma ve rahim ağzında incelme başlar. Bir nokta gelir ki artık biz muayenelerde rahim ağzını hiç elimize gelmez yani tam açıklıklığa ulaşmış olur. Tam açıklıkla birlikte bebek çıkım noktasına kadar ulaşmak için yavaşça aşağı doğru iner. Bu iniş ilk doğumlarda 2-3 saat sürebilirken, 2. veya 3. doğumlarda 1-2 saat kadar sürebilir. Doğumun kısa bir özeti budur. Şimdi etkenleri inceleyelim.
Öncelikle yol ve yolcuyu değerlendirelim. Doğum kanalı 38-39. Haftalarda çatı muayenesi olarak da bilinen pelvik değerlendirme yaparız. Bu pelvik değerlendirme ile çatın dar deyip hemen sezaryen doğumu tercih etmiyoruz. Çünkü doğumun başlaması ile vajende bir genişleme bebeğin başının aşağı inmesi ile daha bir rahatlama oluyor. Doğum başlamış yeterli kasılmalar ve belli bir açıklığa rağmen artık iniş olmuyorsa o zaman baş pelvis uyumsuzluğu diyoruz. Burda bebeğin kilosu 4500 gr da olabilir 3000 gr da olabilir. Yolcu yani bebeğin başının pozisyonu uygun şekilde doğum kanalına girememiş olabilir veya bebeğin kilosu doğum kanalında geçmesi için uygun değildir.
Kasılmalar bebeği iten en önemli güçtür. Zaten o yüzdendir ki henüz kasılmaları başlamamış bir kadının vajinal muayenesinde bebeğin başı çok yukarda normal doğum için uygun demek erken olur. Çünkü bebeği itecek olan güç kasılmalar henüz daha başlamamıştır. Kasılmalar başladığında önce hafifçe başlar sonra sıklığı ve şiddet artar. Fakat bazen doğum bir nokta da durabilir kasılmalar azalır. Bu durumda gebeyi rahatlatabiliriz stresinden uzak tutmaya çalışırız, bebeğin ve annenin durumu iyiyse tekrar başlaması için bekleyebiliriz veya indüksiyon (suni sancı) ile destekleyebiliriz.
Doğum sürecinde anne ne kadar rahat hareket edebiliyorsa zaten iç güdüsel olarak bebeğini inişini kolaylaştıracak pozisyonunu alır. Yürümesi, çömelme pozisyonu, ayakta olması yerçekiminin de etkisi ile bebeğin inişini kolaylaştırmaktadır. Buna karşın yatağa bağlı takiplerde doğum sürecini uzatabilmektedir.
Doğum bedensel olduğu kadar zihinsel bir eylemdir. Korku ve endişelerin hakim olduğu doğumda savaş ya da kaç hormonu olarak da bilinen adrenalin salınmaya başlar. Adrenalin hormonu ile doğum durabilir veya rahim kasılmaları olmasına rağmen rahim kasları uyumsuz kasılır. Bu durumda gebe ağrı hisseder fakat bu durum rahim ağzında açılma olarak yansımayabilir. Bizim doğumlarda hedeflediğimiz doğumda gebemiz rahat stresten, doğumun endişesinden uzak olabilmesini sağlamak. Yani anne rahat olduğunda pelvik kaslarıda rahatlayacak bebeğin doğum kanalında daha rahat ilerlemesini sağlayacaktır.
Eğer hamileyseniz Doğumdan Korkuyorum - Gebelik ve doğum sayfalarımızı mutlaka okumanızı tavsiye ederiz. Doğum sonrası yaşanabilecek genital deformasyonlarla ilgili kaygılarınız varsa Genital Estetik sayfamızı okuyabilirsiniz.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı